... Eskiden ...
Bebekler bezden,
Silahlar tahtadan,
Resimler kömür karasından yapılırdı.
Harmanda oyun oynanır,
Ağaçlara tırmanılır,
Köy çeşmesinden su içilirdi.
Kızlara ninelerinin,
Erkeklere dedelerinin,
İsimleri konulurdu.
Komşuda pişen,
Bize…
Bizde pişen komşuya düşerdi.
Geceler ayaz,
Sokaklar karanlık,
Yıldızlar parlak olurdu.
Turşu, salça evde yapılır,
Meyveler samanlıkta saklanır,
Gelen misafirlere ikram edilirdi.
Çiçeklerin dalları,
Pencere camımıza yaslanır,
Güzün yapraklar bahçemize düşerdi.
Kardan adam yapılır,
Yakada kızaklarla kayılır,
Evlerde odun sobası yakılırdı.
Uzun kış gecelerinde,
Gaz lambası ışığında,
Birem birem… oynanırdı.
Bayram sabahı erken kalkılır,
Ev ev gezilir,
Kulak istemem, ergen tak denilirdi.
Büyükler küçükleri sever,
Küçükler büyükleri sayar,
Bayramlarda eller öpülürdü.
Ev duvarları Çırpı,
Ocaklar aşı,
Dışarısı çiçekli sıvanırdı.
Sokaklar lambasız,
Evler televizyonsuz,
Radyoda arkası yarınlar dinlenirdi.
Köy odalarında muhabbetler yapılır,
Dedeler ve Nineler masal anlatır.
Anneler çocukları ninnilerle uyuturdu.
Tarladan Kumpir,
Çayırdan tezek,
Afiyetle ziyafet çekilirdi.
Yediğin yemeğin,
İçtiğin suyun,
Bir tadı vardı.
Ya şimdi........................?
Ramazan Ceylan
Konya-2008